Yazan:Yıldıray ( 25/10/2002 00:01 ) Zuhal Olcay'la bugün bir TV programı çekimindeydik. Aktüel'de yayınlanan Beşiktaş dosyası ve Pençe'yle ilgili bölümü okudu. Sonrası şöyle:
Zuhal Olcay: Evet işte yaa! İşte ben boşuna sempati duymuyorum yaa!
Yıldıray: Ne? Nasıl?
Z.O: Ya ben futbolla hiç ilgilenmem. Ne anlarım ne de hoşlanırım. Takip de etmem. Ama Beşiktaş'a özel bir sempatim var.
Yıldıray: Yapma ya, ne diyorsun?! Neden peki?
Z.O: Galatasaray, ne bileyim SNOB bence. İşte o okuldan gelen, taa içine sinmiş bi snobluk, bi burnubüyüklük var. Üstelik garip, masonluğa benzer bi dayanışma, birbirini kollama, heryere sinme...koca koca adamlarda itici, gizli kapaklı bir abi-kardeş ilişkisi falan... E Fenerbahçe desen o da Ali Şen, Aziz Yıldırım...sonradan görme parababaları vesaire.
y: Peki Beşiktaş?
Z.O: İşte Beşiktaş da geriye kalanlar. HALK yani.
y: Hay yaşa be yaw! Budur işte!
Z.O: Sonra bi de şöyle bişey oldu bigün:Birileri Beşiktaş'a "arabacı" diyordu, "ne demek o" dedim, anlattılar. Aşağılıyorlar yani, küçümsüyorlar. İşte o zaman acaip sempati duydum.
y: Ama bak ben bunları yazarım bizim Pençe'ye.
Z.O: Yaz tabi yaa, aynen yaz.
y: Senin "siyah-beyaz" dinletinin isminden dolayı bi sempati var zaten Beşiktaşlılar'da.Bizim tribünde ve websitemizde bir pankartımız var biliyor musun, "SiyahBeyazÖlümYaşam" diye.
Z.O: Bizim dinletinin isminde de zaten benzer bi gönderme var.
y:"Siyah Beyaz" dinletiye bizden çok giden oldu zaten, şimdi bunu okuyunca bağrına basar bizim taraftar seni. Onbinlerce Beşiktaş taraftarı gelirse görürsün:))
Z.O: Gelsinler tabii, başımın üstünde yerleri var.